4 Mayıs 2013 Cumartesi

Karın düzleştirmenin değişik yöntemleri


Plaj sezonunun gelmesine çok az bir zaman kaldığını söyleyebilirim. Haliyle bayanlarımızı da bir kilo verme telaşı sardı. Çağımızın trendi olan düz karın, doğru yöntemler uygulanarak kolayca elde edilebiliyor. İşte uzmanların düz bir karın için uygulanacak 8 önerileri karşınızda.

Karın düzleştirmenin 8 yolu!

1)Duruşunuza Dikkat

Ayakta dururken daha iyi bir duruş karın kaslarının doğru çalışmasını sağlar. Kulaklarınız omuz hizasında olmalı ve dizlerinizi kırmamalısınız. Omuzlarınızın ön kısmı askıya gömlek astığınız gibi düz olmalıdır. Öne doğru eğik durursanız kamburunuz çıkar ve zamanla kalıcı olabilir. Ağırlığınızı topuklarınıza verin. Bu sayede hem düzgün bir duruşa hem de sağlıklı karın kaslarına sahip olacaksınız.

2) Resmin Bütününü Düşünün!

Karın kaslarınızı çalıştırırken vücudunuzun diğer bölümlerini ihmal etmeyin. Sıkı bir karın için örneğin sırt ve bel bölümünde bulunan kasların da durumu oldukça önemlidir. Ayrıca dengeli bir biçimde tüm vücudu çalıştırmazsanız karnınız sıkı ancak diğer yerler gevşek kalacaktır.


3) Kano Dönüşü

Dik durun, ayaklarınızı omuz hizasında ayırın. Ellerinizi birleştirin ve kürek çektiğinizi hayal edin. Sağ ve sol tarafınıza doğru birleştirdiğiniz ellerinizi kanoda oturur gibi kürek hareketini 20 kere yapın. Hareketleri yaparken derin nefes almaya dikkat edin.

Gergin bir karına kavuşmak hayal değil! İşte seksi bir vücut için vazgeçilmeziniz olacak ürünler!

4) Kedi Tekmesi

Ayaklarınızı birleştirip dik durun. Kollarınızı uçak kanatları gibi açın. Nefes verin ve aynı zamanda bacağınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Kollarınız önünüzde paralel olrak durmalı. Her bir bacak için 20 kez aynı hareketi yapın. Bu sayede bu bölgede bulunan kaslarınızın çalışacak ve yağ yakımı artacaktır.

5) Esneme

Dik durun, topuklarınızı birleştirin ve ellerinizi karnınızın altında kilitleyin. Nefes verin ve kollarınızı esnetebildiğiniz kadar aşağı doğru itin. Aynı zamanda parmak ucunuza kalkmaya çalışın. Bu şekilde 10 kez aynı hareketi tekrarlayın.

6) Yemenize Dikkat!

Ne kadar egzersiz yaparsanız yapın, yediklerinize dikkat etmediğiniz takdirde karnınızı istediğiniz şekle sokamazsınız. Unutmayın mideniz karnınızda bulunuyor ve onun tıka absa dolu olması güzelliğinize gölge düşürecektir.

7) Gerçekçi Olun!

Genleriniz vücudunuzun şeklinde önemli bir rol oynar. Ancak nasıl olsa ailemdeki herkes kilolu diye tatlılara hücum etmek de doğru değildir. İstediğiniz takdirde ve gerçekçi hedefler koyduğunuzda motive olduğunuzu ve çarpıcı bir vücuda sahip olmanın o kadar da zor olmadığını göreceksiniz.

8) Acele Etmeyin!

Kimse bir günde muhteşem bir karına kavuşmuyor. Sabırla çalıştığınızda ve günde sadece 20 dakikanızı ayırdığınızda çok zaman geçmeden istediğiniz ölçülere ulaşacaksınız. Unutmayın! Her şeyin başı sabır…

Boyuma göre kaç kilo olmalıyım

İdeal kilonuzun kaç kilo olduğunu hesaplamak istiyenler için bu yazımızı hazırladık. İşinize yarayacağı kanatindeyim. Aşağıdaki verdiğim şekle uygun boyunuz ve kilonuzu girerseniz hesaplamanız olacaktır. İdealdiyet.com Yönetimi olarak hepinize sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyoruz..

Diyette başarılı olmanın yöntemleri


Yaz mevsimlerine çok az bir zaman kaldı. Haliyle bu durum fazlalıklarından kurtulmak isteyen bayanlarımızı da diyete teşvik ediyor. Uygulamakta olduğunuz diyeti bir türlü sonuna kadar götüremiyor ve hep pes ediyorsanız Diyetisyen Müge Arslan’ın sizler için bazı diyet tavsiyeleri bulunuyor, hep beraber bu tavsiyelere göz atalım.

Diyette başarılı olmak istiyorsanız…

İşte Arslan’dan kilo sorununuza kalıcı çözüm getirecek olan 5 ilkelik beyin diyeti:

BİRİNCİ İLKE: SEVGİ

Hayatın her evresinde olduğu gibi her şeye kendinizi sevmekle başlayın. Aynaya bakın ve tüm fazla kilolarınıza rağmen bedeninizi sevmenin bir yolunu bulun. Unutmayın, bedeniniz sizi bütün bir hayat boyu taşıyor. Ona minnettar olun ve onu sağlıksız yiyeceklerle doldurmak zorunda olmadığınızı fark edin. Kendinizi sevin ve içinizdeki gücün, potansiyelin farkına varın. Evet, isterseniz değişebilirsiniz!


İKİNCİ İLKE: GÜVEN VE İNANÇ

Hayatın her alanında olduğu gibi diyette de başarılı olmanız için gereken iki ayrılmaz şey güven ve inançtır. Diyete başlarken kendinize ve beraber yola çıktığınız diyetisyeninize güveniniz tam olsun. Diyetinize tam uyamadığınız zamanlarda bile kendinize olan inancınızı kaybetmeyin ki, tekrar diyetinize dönecek gücü kendinizde bulabilin.

ÜÇÜNCÜ İLKE: DOĞRU HEDEF BELİRLEME

Kendinize güvenin ama imkânsızı başarmayı beklemeyin. Hiçbir zaman çok kısa sürede bütün fazlalıklarınızdan kurtulmaya çalışmayın. Hedefiniz kısa zamanda kilo vermek değil, daha sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olarak yavaş yavaş kilolarınızdan kurtulmak ve bir daha da almamak olsun.

DÖRDÜNCÜ İLKE: EMEK VE AZİM

Kilo vermek için emek vermeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Diyet sürecinde her zaman aynı hız ve miktarda kilo kaybedemeyebilirsiniz. Dönemsel olarak metabolizmanızda yavaşlamalar hatta duraksamalar olabilir. Ancak bu dönemde de diyetisyeninizin önerilerini dinlemeli ve onun gösterdiği yolda emin adımlarla ilerlemelisiniz. Diyetisyeniniz tarafından düzenlenen listenizi özenle ve azimle uygulamaya devam edin. Sonuçlarını er ya da geç fark edeceksiniz.

BEŞİNCİ İLKE: BAŞARI

Kendinizi severek diyet yapmaya karar verdiniz. Ardından kendinize inanarak doğru hedef belirlediniz ve emek sarf edip azim göstererek bu hedefe doğru ilerlediniz. Tüm bu ilkeleri yerine getirdiğinizde beşinci ilke yani başarı, kendiliğinden gelecek. Dengeli beslenerek aç kalmadan, yaşam tarzınıza adapte edilmiş bir diyetle sosyal yaşantınızı kısıtlamadan kalıcı kilo kaybı elde edeceksiniz.

17 Günde 5 Kilo Vermek İçin


Yaz sıcaklarının iyice yaklaştığı bugünlerde bayanlarımızıda bir kilo verme telaşının sardığını görebiliriz. Kilo vermek kadar önemli olan birşey varsa oda verilen kiloları geri almamak ve sağlıklı kilo vermektir. ABD’li uzman Dr. Mike Moreno sağlıklı bir şekilde 17 günde 5 kilo verdirecek diyet önerilerini bizlerle paylaştılar.

Milliyet’in haberine göre, Moreno, hastalarına 17 günde en az 5-6 kilo verdirerek, daha sonra hem bu kiloyu korumalarını hem de, isterlerse, kilo kaybetmeye devam edebilmelerini vaat ediyor.

Moreno, metabolizmayı hızlandıracak şekilde, günlük 17 dakika yürüyüşle desteklenen, karbonhidrat, protein ve meyveden oluşan zengin diyetini 4 ana evreye oturtuyor. İşte o dört evre;

1- Hızlandırma

İlk evrede kandaki fazla şekerin atılımıyla, yağ yakımı hızlandırılıyor ve yağ depolanmasının önüne geçiliyor. Günlük en fazla 1200 kalorilik bir beslenmeyi kapsayan ilk evrede, genelde verilen 5-7 arası kilo, vücuttaki sudan gidiyor.


Birinci evreye örnek günlük diyet:

- Yağsız olmak kaydıyla bol protein
- Nişasta içermeyen bol sebze
- 2 porsiyon düşük şekerli meyve
- 2 porsiyon probiyotik (az yağlı yoğurt gibi)
- 1-2 porsiyon doymamış yağ ürünü
- Yeşil çay
- 2 litre su

2- Çalıştırma

Kalori tüketimini artırarak ve azaltarak kurulan zikzaklı dengeyle yağ yakımının sürekli hale getirildiği ikinci evre. Günlük alınan kalori 1500’e çıkıyor fakat amaç en fazla 2-3 kilo verdirmek. Yağlı ürünlerden bir porsiyon kesilerek, karbonhidrat 2 porsiyona çıkarılıyor. (Baklagil, esmer pirinç, bulgur, kuskus, mısır, kabak, tatlı patates)

3- Gerçekleştirme

İstenen kiloya yaklaşma evresi. Diyet, meyve, protein, yağ ve nişasta açısından zenginleştirilebilir. 2’nci evredeki diyetten farkı, protein miktarının azaltılmış olması ve 100 kalorilik abur cubura izin verilmesi.

4- Varış ve Devamı

İstenen kiloya gelindiğinde bunu korumak için tüm hafta sağlıklı beslenerek, hafta sonlarında sevilen yiyeceklerle ödüllendirme stratejisini benimsemek.

Dr. Moreno, gece 2’den sonra meyve yenilmesine karşı çıkarak, içerdikleri şekerin yakılmamasından dolayı yağ olarak depolanacağı konusunda uyarıyor. Moreno, “En yeni bulgular, ne kadar hızla fazla kilolar verilirse, o ölçüde istenilen kiloda kalmanın daha mümkün olduğunu gösterdi” dedi.

Bahar diyeti ile zayıflama


Fazla kilolarından kurtulmak isteyen bayanlar kilo vermek için çeşitli diyet yöntemlerini uygulamaya başladığını görebiliriz. Plajlarda kusursuz bir görünüm ve çekici bir vücutla etrafınızdakileri büyülemek istiyorsanız bahar diyetiyle bunu başarabilirsiniz. Diyetisyen Esra Aran, haftanın her günü için uygulanacak bahar diyetini bizlerle bu yazımızda paylaştılar.

Diyet yaparken bolca su içmeyi sakın unutmayın!

PAZARTESİ

Kalkınca: 1 bardak su

Kahvaltı: 1 yumurta ve 1 ceviz ile hazırlanmış omlet. 1 ince dilim tam tahıllı ekmek, yağsız maydanoz ve tere salatası. 1 bardak taze sıkılmış portakal suyu

Ara: 1 fincan şekersiz melisa çayı


Öğle: 100 gr haşlanmış tavuk göğsü. 1 kase domates soslu makama, 1 bardak light ayran

Ara: 1 adet orta boy elma. 5 adet badem

Akşam: 1 kepçe zeytinyağlı türlü, 1 çay bardağı light yoğurt, 2 dilim tam tahıllı ekmek

Ara: 1 bardak light sut

SALI

Kahvaltı: Domates ve biberli lor peyniri salatası (1 çay bardağı lor peynir, 2 adet küçük domates ve 1 adet yesil biberle hazırlanacak, üzerine de 1 çay kaşığı çörek otu ve 1 tatlı kasığı zeytinyağı dökülecek) 2 dilim light ekmek, şekersiz çay

Ara: 2 adet salata

Öğle: 3 adet etli biber dolması. 1 çay bardağı yoğurt. 2 dilim light ekmek

Ara: Sade Türk kahvesi. 1 adet portakal

Akşam: 1 kepçe kuşbaşı tavuktan oluşan sebzeli sote, 1 çay bardağı pirinç pilavı. 1 çay bardağı yoğurt

Ara: 1 adet küçük boy muz. 1 çay bardağı light süt

ÇARŞAMBA

Kahvaltı: 1 bardak light süt, 4 çorba kaşığı yulaflı müsli

Ara: 1 fincan light sütlü nescafe, 1 adet incir

Öğle: 1 kase kremasız sebze çorbası. 1 dilim ekmek, yağsız karışık mevsim salatası

Ara: Şekersiz çay, beyaz peynirli tost

Akşam: 120 gr. ton balığı, yağsız satata. 2 adet etimek

Ara: 1 adet orta boy portakal. 1 adet kivi

PERŞEMBE

Kahvaltı: 1 dilim light beyaz peynir, maydanoz. 1 adet kuru kayısı ve ceviz ile hazırlanmış sandviç, sekersiz çay

Ara: 2 ince dilim ananas. 1 çay kasığı tarçın

Öğle: 1 kepçe etsiz mercimek yemeği. 2 dilim light ekmek, yağsız salata

Ara: ½ çay bardağı leblebi. 1 çorba kasığı kuru dut. 1 kutu light süt

Akşam: 90 gr. ızgara biftek. 1 tatlı kasığı yağ ve sirke eklenmiş yeşil salata. 2 adet etimek

Ara: Şekersiz rezene çayı. 5 adet badem

CUMA

Kahvaltı: 2 adet üçgen light peynir. 5 adet siyah zeytin, yağsız söğüs salata, 2 adet etimek, şekersiz çay

Ara: Yarım kivi, yarım portakal ve yarım elmadan oluşan meyve salatası.

Öğle: 1 kepçe kıymalı spagetti (60 gr. kıymalı). 1 bardak light ayran. 1 küçük kase yağsız salata

Ara: 1 kutu meyveli probiyotık yoğurt. 1 adet grisslni

Akşam: 250 gr. ızgara balık. 1 orta boy haşlanmış patates. 1 tatlı kasığı yağ ve limon eklenmiş yesıl salata

Ara: 1 fincan sekersiz ıhlamur çayı. 1 çorba kasığı kuru üzüm.

CUMARTESİ

Kahvaltı: 1 adet rafadan yumurta. 2 dilim light ekmek, 1 adet orta boy elma, şekersiz çay

Ara: 1 kutu sade probiyotık yoğurt. 1 adet etimek

Öğle: 1 adet beyaz peynirli kekikli tost. 1 küçük light ayran.

Ara: 1 ince dilim kek. 1 kutu light süt

Akşam: 3 adet ızgara köfte 1 porsiyon sebzeli garnitür. 1 kepçe pafates püresi. 1 bardak soda

Ara: Yarım muz. Yarım elma ve 1 adet cevizle 1 bardak light süt

PAZAR

Kahvaltı: 1 adet yumurta ve 1 ince dilim light kaşar peyniri ile hazırlanmış omlet. 5 adet yeşil zeytin, yağsız söğüs salata, yarım simit. 1 bardak havuç-portakal suyu

Ara: 1 adet orta boy armut

Öğle: 1 kepçe kuşbaşı kırmızı et, soğan ve mantarla pişirilmiş et sote, 1 kase çoban salata, 1 çay bardağı pirinç pilavı

Ara: 1 adet portakal. 1 çay bardağı light süt

Akşam: 100 gr ızgara hindi, sebze karışımı 1 çay bardağı light yoğurt. 2 dilim light ekmek

Ara:4 adet portakal kurusu. 1 çay bardağı light süt.

Gebelikte diyabet nedir ve zararları nelerdir


Şeker hastalığı toplumda yaygın olarak görülen rahatsızlıklardan birisi olmuştur. Doğal olarak gebelik dönemiylede bu hastalık çakışabilmektedir. Gebelik döneminde diyabet hastalığıyla alakalı uzmanlar açıklamalarını bizlerle paylaştılar.

Gebelikte diyabet hastalığı

Tanımlar:

Diyabetes Mellitus: İnsülinin mutlak veya göreceli yokluğuna bağlı bir metabolik hastalıktır.2 ye ayrılır.


Tip 1 : İnsülin yoktur ve tedavide yerine koyulur.
Tip 2 : Anormal insülin sekresyonu ve hedef hücrelerde insülin rezistansı vardır.

Gestasyonel Diyabet

İlk kez gebelikte saplanan çeşitli şiddet derecelerindeki karbonhidrat intoleransıdır. Ve genellikle 20. Haftadan sonra ortaya çıkar. Gebeliği komplike eden diyabetin büyük bölümünü (%90) kapsar.

Overt Diyabet

Gebelik öncesi diyabet tanısının var olmasıdır . İlk 3 ayda koyulan diyabetin tanısı da overt diyabettir. Gebelikteki diyabetin %10nunu oluşturur.

KLASİFİKASYON

Diyabetik bayanlarda gebelik insülin bulunmadan önce beklenmeyecek bir olaydı. . Sonrasında diyabetin ciddiyetine göre fetal riskin belirlendiği ve buna göre de doğum zamanının tayin edildiği WHİTE sınıflamasının geliştirlmesiyle tedavi şekillenmiş ve doğum nedenli ölümler azalmıştır.


Amerikan Obstetrisyen ve Jinekolojistleri Cemiyeti’nin sınıflaması bugün kullanılan sınıflamadır.

Diyabetik gebenın açlık glukozu <105 mg/dl ise A1 sınıfına girer. Tedavi;Diyet >150 mg/dl ise A2 sınıfına girer. Tedavi;İnsülin

Diğer tüm diyabet şekillerinde tedavi insülin iledir.

TANI

Gebeliğin sebep olduğu insülin rezistansı beta hucrelerinde bir strese neden olur. Bu da gizli şeker bozukluklarının gebelikte araştırılması için uygun ortam oluşturur. Bazı bayanlar erken gebelikte normal test sonuçlarına sahip olabilirler. Fakat insülin sentez yeteneğinde kısıtlılık nedeniyle geç gebelikte insülin yetersizliği gelişebilir ve doğuma doğru hiperglisemi meydana gelebilir. Bu duruma gestasyonel diyabet denir. Doğum sonrası bu bayanların değerleri normale döner. Fakat daha sonra uzun süre takip edilen bayanların belirgin bir yüzdesi diyabet geliştirmektedir.

Diyabet için yüksek riskli gebeler;

-Soygeçmişte diyabet öyküsü
-Özgeçmişte gestasyonel diyabet öyküsü
-Glukozüri
-30 yaş üzeri gebelik
-İri bebek veya malforme bebek öyküsü
-Obesite
-Hipertansiyon

Yüksek risk grubundaki gebeler ilk visitlerinde 100 gr Oral glukoz tolerans testi yapılmalıdır. Bu testleri normal çıkarsa 24-28 haftada tekrar edilmelidir. Risk olsun veya olmasın tüm gebelere ikinci 3 ay sonunda ( 24-28. Hafta) 50 gr glukoz testi yapılmalıdır.

Tarama testi tok karnına 50gr glukoz yüklemesinin ardından birinci saatteki kan glukozu ölçülerek yapılır. Sınır değeri 140 mg/dl’dir.
Bulunan değer <140 mg/dl ise ek tetkike gerek yoktur. Bulunan değer >140 mg/dl ise 100 gr oral glukoz tolerans testi yapılır.
Bulunan değer>200mg/dl ise tanı gestasyonel diyabettir.

100 gram Oral Glukoz Tolerans Testi :

3 günlük 250 gr/gün karbonhidratlı diyet sonrası sabah yapılır. Gebe testten önce en az 10 saattir aç olmalıdır. Test sırasında hareketsiz kalmalıdır. Açlık kan şekeri alınır. 100 gr glukozlu solusyon içirilir. 1. ,2., 3. saat kan şekeri bakılır. Sınır değerler;

saat;105 mg/dl
saat;190 mg/dl
saat;165 mg/dl
saat;145 mg/dl

Eğer tüm sonuçlar sınırın altındaysa test normaldir. İki veya fazla değer sınırın üzerinde ise tanı gestasyonel diyabettir. Bir değer bozuksa test 1 ay sonra tekrar edilir.

KOMPLİKASYONLAR

A-ANNEYE AİT PROBLEMLER

1-Hipoglisemi(Kan şekeri düşüklüğü): Gebeliğin ilk haftalarında sabit insülin enjeksiyonuna rağmen bulantı ve kusmalar sonucunda düşük kalori alımıyla hipoglisemi oluşur.
2-Hiperglisemi(Kan şekeri yüksekliği): Sıklıkla ikinci yarıda ortaya çıkar. Gelişen insülin rezistansı yapılan dozun daha az effektif hal almasına neden olur.
3- Üriner(Böbrek veİdrar yolları) ve diğer enfeksiyonlar:
4-Hipertansiyon: Özellikle 3.trimestrde sıkı tansiyon takibi yapılmalıdır.
5-Polihidroamnios: Amniotik sıvının 2000ml’den fazla olmasıdır.Fetal hiperglisemi sonucu oluşan fetal poliüriye bağlanmaktadır.
6-Retinopati( Göz retinası hastalığı) overt diyabetli gebelerin her trimestirde göz muayenesi olması gerekir.Lazer ile tedavi edilebilir:
7-Nefropati(Böbrek hastalığı)

B-FETÜSE(BEBEĞE) AİT PROBLEMLER

1-Abortus(Düşük): Eğer glukoz kontrolü erken dönemde yapılırsa abortus riski artmaz.
2-Konjenital anomali(Bebekde doğuştan anormallik): İnsülin bağımlı diyabetik gebelerin fetuslarında anomali riski 3 kat fazladır.
3-Solunum sıkıntısı:Normal gebelere göre sık görülür.
4-Neonatal hipoglisemi(Yenidoğan kan şekeri düşüklüğü): Yüksek glikoza göre sentezlenen yüksek insülin miktarı plasenta ayrılıp glikoz akışı kesilince hipoglisemiye neden olabilir.
5-Hipokalsemi(Kan kalsiyum seviyesi düşüklüğü): Düşük kalsiyum seviyesine bağlı aşırı uyarılma ve kasılmalar gelişebilir. Kalsiyum verilerek tedavi edilmelidir.
6-İri bebek: Anne kanından geçen yüksek miktardaki glikoz sonucu sentezlenen yüksek miktardaki insülin ve insülin benzeri büyüme faktörleri sebep olur. Hem gestasyonel diyabetli hem overt diyabetli gebelerin bebeklerinde görülebilir. Omuz distosisi riskini arttırır.
7-Hiperbilüribinemi( Sarılığa neden olan bilirübinin kanda yüksekliği): Diyabetli anne bebeklerinde normale göre sık görülür.
8- Perinatal mortalite( Doğum ve kısa süre öncesi ve sonrası): Ani fetal(bebek) ölümler meydana gelebilir. Mekanizması tam bilinmemektedir . Glikoz düzeyindeki ani değişimlere bağlı olabilir.

TAKİP VE TEDAVİ:

Takip ve tedavide 3 önemli nokta vardır.

-İyi glikoz kontrolü
-Fetal monitorizaston
-Gebeliği erken sonlandırma

A-GLUKOZ KONTROLÜ: Kan glukozu diyabetik olmayan gebelerle aynı seviyede tutulmalıdır. Anne diyeti,insülin dozu ,glukoz düzeyi takibiyle sağlanır

1-Diyet:.35Kcal/kg/ideal kiloya göre /günlük diyet verilmelidir Bu diyet 1.3 gr protein ve 250 gr karbonhidrat içermelidir.Hastaya üst vücut kaslarını kullandıracak ve fetal distrese neden olmayacak egzersiz programı önerilebilir.

2-İnsülin:Diyete rağmen açlık glukozu 105 mg/dl nin altında tutulamıyorsa insülin tedavisine geçilir. İlk yarıda 0.5 Ünite /kg , ikinci yarıda 0.7 Ünite /kg başlanabilir.Bu dozun 2/3′ü sabah ,1/3′ü akşam verilir. İnsülin yemekten 30 dakika önce alınmalıdır. Gebelikte oral antidiyabetik kullanılmaz.

3-Glukoz düzeyi takibi:Fetusa normal düzeyde glikoz gittiğinden emin olunmalıdır Gebe kan glukozunu evde ölçüp her vizitte getirmelidir AKŞ 70-80mg/dl, TKŞ <120 mg/dl olmalıdır.Tokluk kan şekeri 160mg/dl’nin üzerine çıkarsa derhal doktora başvurmalıdır .G****** her vizitinde açlık, tokluk kan şekeri bakılmalıdır.Takipte HbA1c , glikolize albümin , 24 saatlik idrarda glikoz, amniotik sıvı glikozu kullanılabilir.

B)FETAL MONİTORİZASYON:Riskli fetüs(Bebek) gebelikte iyi monitorize edilmelidir.

Monitorizasyon testleri

-Nonstres test(NST):En sık kullanılan testtir
-Kontraksiyon stres test(CST)
-Ultrason(USG):Anomali taraması, fetal gelişim ve amnion sıvısı ölçümü için kullanılır.
-Fetal EKO:20. Haftada yapılabilir.
-Alfafetoprotein (AFP): 18 .haftada nöral tüp defekti açısından bakılabilir.

C)ERKEN SONLANDIRMA

Gebeliğin haftasından emin olunursa 38. haftanın bitiminde doğurtulur.Vajinal doğum tercih edilir.Sezeryan iri bebek ve diğer obstetrik gerekliliklerde yapılır. 4500 gramın üstünde fetüs vajınal yolla doğurtulmamalıdır. Vajınal veya sezaryenle doğuma karar verildiği gün insülin kullanan gebelerin insülinlerinin tamamı kısa etkiliye dönüştürülür. Çünkü plasenta(Bebeğin eşi) ayrıldıktan sonra ihtiyaç düşecektir. Kan glikozu sıkı takip edilmelidir.

3 günde 3 kilo verdiren diyet


1.GÜN:
Sabahtan öğlene kadar ılık yeşil elma kompostosu içilecek.
Yeşil Elma Kompostosu tarifini öğrenmek için tıklayın!
Öğleden gece yatana kadar lahana çorbası içilecek.
Lahana Çorbası Tarifini Öğrenmek İçin Tıklayın!
Ayrıca gün boyunca bol bol ılık sıvılar alınacak.Rezene çayı ,yeşil çay tercih edilirse daha iyi olur.
Zayıflama Çayı Tarifini Öğrenmek için tıklayın!
2.GÜN:
Gün boyunca sadece çiğ gıdalar tüketilecek
Sabah: 2 adet yeşil elma ve 2 adet salatalık
Öğlen: Bol yeşil salata (içinde kesinlikle domates olmayacak!Roka ve tere tercih edilirse iyi olur)
6-7 kaşık yağsız yoğurt
2 saatte bir yeşil elma ve salatalık
Akşam: Yarım kilo kadar hafif haşlanmış kabak
2-3 kaşık yağsız yoğurt
Yatmadan önce:yeşil elma
3.GÜN:
Sabah: 1 Büyük bardak yarım yağlı süt
2-3 adet ceviz içi
Ara :Yeşil elma
Öğlen: Az zeytinyağı ile haşlanmış yarım kilo kadar kabak
6-7 kaşık yağsız yoğurt
Ara: 2-3 avuç Taze lor peyniri ya da yağsız başka bir çeşit peynir
Akşam:Soğan-sarımsakla pişirilmiş tazefasülye,brokoli ya daıspanak gibi yeşil bir sebze
Yatmadan önce: 2-3 adet kivi
Önemli Not : Lütfen sağlığınız için bu diyeti 3 günden fazla yapmayın!

Şişman olduğunuzu anlama yöntemleri


Şişmanlık yada obezite çağımızın en yaygın ve tehlikeli rahatsızlıklarından birisi olmuştur. Ben şişman değilim, onlar türk kası diye kendinizi avutuyorsanız şişmanlığın ne anlama geldiğini öğrenmenizin faydası vardır Sevgili Arkadaşlarım.

İşte uzmanların şişmanlık tanımı…

Şişman olduğunuzu anlama yöntemleri

Şişmanlık Nedir?

Kişinin yaşına, cinsiyetine ve boyuna göre Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenen normal standartların üstünde bir vücut ağırlığına ve yağ oranına sahip olmasıdır. Vücut ağırlığına göre şişmanlık derecesi sınıflandırılmaktadır. Ancak vücut ağırlığı her zaman tek başına belirleyici değildir. Vücut tipi ve cinsiyet de sınıflandırmada önemli rol oynar. Özellikle erkeklerde kas kitlesinin çok artabileceği de düşünülürse, tek başına vücut ağırlığının yüksek olması kişinin şişman olduğu anlamına gelmez. Aynı zamanda yağ oranının da ölçülmesi gereklidir.

Beden Kitle İndeksi/BKİ (Body Mass Index/BMI) olarak bilinen oran kişinin bu sınıflandırmada hangi aralıkta olduğunu gösterir.

BKİ = Vücut ağırlığı (kg) / Boy(m)2


Yaş BKİ-Olması gereken aralık

19-24 19-24
25-34 20-25
35-44 21-26
45-54 22-27
55-64 23-28
65 yaş + 24-29

Yaşa göre belirtilen aralığın üstünde bir BKİ değerine sahip olmak kilolu/şişman sınıfına geçildiğini gösterir. BKİ 30’un üstüne çıktığında obezite (aşırı şişmanlık) olarak değerlendirilir. 40’ın üstüne çıktığında ise morbid obezite (ölümcül şişmanlık) olarak adlandırılmaktadır. Obezite söz konusu olduğunda vücut pek çok sağlık riskine davetiye çıkarmış ve zemin hazırlamış demektir.

Şişmanlık doğumdan yetişkin olana dek karşılaşılan bir sorun olabileceği gibi hayatımızın herhangi bir döneminde kısa ya da uzun süre karşılaşabileceğimiz bir sorun da olabilir. Her ne zaman olursa olsun şişmanlamanın temel nedeni, besin olarak alınan enerjinin (kalorinin) vücudun harcama kapasitesinin üstünde olmasıdır.

Alınan enerji / Harcanan enerji oranının artmasıyla beraber vücut yağ depolamaya başlar. Üstelik bunun aşırı miktarlarda olması da gerekmez. Her gün 200 kcal’lik (yaklaşık 3 dilim ekmek) bir enerji fazlalığının vücut tarafından depolanması 1 ay sonra 1 kg’lık bir yağ dokusu haline dönüşmesiyle sonuçlanır. Kilo verme/diyet döneminde yaptığımız ufak tefek kaçamaklar bu nedenle zayıflamayı engellemektedir.

Neden Şişmanladığımızı Hatırlayalım

Daha önce tanımladığım gibi kilo alma/şişmanlama besin tüketiminin artmasıyla beraber ortaya çıkmaktadır. Ancak hayatımızda bazı dönemler bu durumun oluşmasını kolaylaştıracak yönde zemin hazırlayabilir. Bu etkenlerin başında hareketsizlik gelmektedir. Çünkü besin tüketimi aynı bile kalsa hareketsizlik nedeniyle harcanan enerji azalacak ve denge kilo alma yönünde değişecektir.

İş değişikliği, masa başı çalışma, spor yapmayı bırakma, hastalık nedeniyle hareketsiz kalma, ev-iş arası sürekli araba kullanma, evde devamlı yatar pozisyonda dinlenme, şişmanlama nedeniyle hareket kısıtlaması vb. nedenler harcanan enerji miktarını azaltır ve kilo almamıza neden olur. Hareketsizlik dışında bazı hormon hastalıkları (troid, böbrek üstü bezi, pankreas vb.), depresyon, gebelik (hamilelik) ve/veya emzirme (lohusalık) dönemi, bazı ilaç tedavileri (kortizon, kemoterapi vb.), iştah fazlalığı gibi durumlar da şişmanlamaya neden olmaktadır. Şişmanlığa giden yolda en belirgin hatalı davranışlar şu şekilde ortaya çıkar:

• Aşırı yemek (porsiyon fazlalığı)
• Çok çeşitli ve fazla yemek
• Hızlı yemek
• Az çiğneyerek çabuk çabuk yutmak
• Az su içmek
• Öğün atlamak
• Öğünlerde az yemek, abur cubur atıştırmak
• Televizyon veya bilgisayar başında yemek
• Davet ve iş yemeklerinde fazla yemek
• Alkolü fazla içmek
• Yatıncaya kadar bir şeyler yemek
• Yüksek kalorili besinler tercih etmek (tatlılar, yağda kızartmalar vb.)
• Et ve hamur işi ağırlıklı beslenmek
• Sebze ve meyveyi az sıklıkta yemek
• Hazır besinleri sık sık yemek (fast food)
• Hareketsizlik
• Geç uyanmak, güne geç başlamak

Bu maddelerden birkaç tanesinin bile bir arada bulunması kilo alma yolunda kaçınılmaz bir yön çizmektedir.

Kiraz diyetiyle zayıflama yöntemi hakkında bilgiler


Son zamanlarda herkesi bir kilo verme acelesine girmiş oldular. Ee tabii ki sarar yaz ayları yaklaşıyor! Plajlarda çekici bir görünüm elde etmek isteyen bayanlarda çeşitli yöntemlerle diyetlere başladılar. Siz henüz hangi diyeti yapacağınıza karar veremediyseniz sizlere kiraz diyetini öneriyorum sizlere sevgili Arkadaşlarım.

Kiraz diyetiyle zayıflama yöntemi hakkında bilgiler

C ve A vitamini bulunuyor

Kuş üzümü ve çilek gibi meyveler kadar yüksek C ve A vitamini içermese de kiraz yine de iyi bir vitamin kaynağıdır. Diğer antioksidan ve bileşenlere katkıda bulunur. Kirazda C ve A vitaminleri, bioflavonoid, ellagic asit, melatonin ve birkaç farklı bileşen bulunuyor.

100 gramı 70 kalorilik enerji veren kirazın içeriğinde bulunan birbirinden yararlı maddeler şunlar:

- 22 mg Kalsiyum
- 191 mg Potasyum
- 110 IU A vitamini
- 10 mg C vitamini
- B1, B2, B3, B6 vitaminleri


Kirazın yararları

- Ürik asit düzeyini düşürerek gut hastalığına faydalıdır

- Diüretik özelliktedir (idrar söktürücüdür)

- Kabızlığı önler.

- Kanserle savaşmaya yardım ediyor.

- Acil olarak kalp hastalıklarını önlüyor.

- Kireçlenme ve baş ağrılarını hafifletiyor.

- Fibromiyalji sendromu semptomlarını azaltıyor.

- Psikolojik ve akıl sağlığı fonksiyonlarını geliştiriyor.

- Meyvesi gibi kiraz ağacı kabuğu ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise müshil olarak kullanılıyor.

Zayıflamaya yardımcı kiraz diyeti

Kalkış

- 2 bardak ılık su
- 1 su bardağı kadar kiraz

Kahvaltı

- 100 gr Peynir
- 1 dilim ekmek

11:00

- Yarım litre su
- 1 su bardağı kadar kiraz

Öğle (13:00)

- Peynirli salata
- 1 dilim çavdar ekmeği
- Ayran

15:00

- Yarım litre su
- 1 su bardağı kadar kiraz

17:00

- Yarım litre su
- Yağsız peynirli tost

Akşam

- Zeytinyağlı 4 kaşık sebze
- 1 kase diyet yoğurt
- Salata (yağsız)

22:00

- Yarım litre su
- 2 su bardağı kadar kiraz.

Bacak incelten yöntemler


Bacak ve basen bölgenizin şişman olmasından şikayet ediyorsanız diyete başlamak için geç kaldığınızı sanmayın. Uygulanan spor haraketleri ve diyet yöntemleriyle bacaklarınızı inceltip sütun gibi bacaklar sahip olmak hayal olduğunu düşünmeyin, çünkü hayal değil !

Bacaklarınızı inceltmek için yapamanız gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz ;

Bacak incelten yöntemler

İnce bacaklara sahip olmak için spor salonlarına gidilmeli ve egzersiz yapılmalı
Hafif tempoda koşu yapılmalı
Yüzme ve bisiklet binme bacakların incelmesini sağlaması açısından önemli bir yöntemdir.
Yürüyüş yapmak ince bir bacağa sahip olmak için uygulanması gereken bir yöntemdir.
Sıklıkla meyve ve sebze yemeye önem verilmeli yağlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Yere sağ yada sol tarafa yatarak bacağınızı düzgün bir şekilde üst üste koyup 30cm kadar bacağınızı yukarı aşağı açıp kaldırarak bacağın iç kısmının incelmesi sağlanabilir.
Bacağınızı hafifçe bükülü tutun ve dizinizi kalça izasından daha yukarı kaldırın bu hareketler bacakların ön kısmının güçlenmesini sağlar.
İstedikten sonra her kadın ince ve çekici bir bacağa sahip olabilir. Önemli olan çaba göstermektir.

Yağ yakan yiyeceklerin listesi


Yağ yağmak için illaki yorucu diyetler, saatler süren egzersizler yapmanız yeterli olduğunu sanmayın. Bu durumda yağ yakan besinlerden yardım alarak daha kısa sürede istediğiniz ideal kiloya ulaşmanız mümkün olacaktır.

Yağ yakan yiyeceklerin listesi

Az yağlı süt, az yağlı yoğurt ve peynir: Bunların ortak sırrı içerdikleri kalsiyumdur. Nutrition Reviews isimli dergide yer alan 90′dan fazla araştırmanın yeniden gözden geçirilmesiyle bol kalsiyum alımıyla iyileşen vücut niteliği arasında güçlü bir bağ bulundu.

Yulaf, arpa: Bunların sırrı ise liflerde yatıyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergideki araştırmaya göre, akşam yemeğinde beyaz pirinç yerine büyük bir tabak lezzetli arpa ile göbeğinizdeki yağlardan kurtulabilirsiniz.

Yeşil çay: İçerdiği katesin metabolizmayı ve karaciğerin yaktığı yağ oranını hızlandırıyor. Bunun etkisinden yararlanmak için günde 4-6 bardak yeşil çay için ve her hafta en az 3 saat egzersiz yapın.

Yumurta: Protein içeriği sayesinde yumurta, kilo vermenize yardımcı olur. Öncelikle vücudunuz proteinli yiyecekleri parçalamak için daha fazla enerji kullanıyor. Ayrıca protein kas kütlenizi tutmaya yardımcı oluyor, kaslarınız yağdan fazla kalori yakıyor. Sonuç olarak, protein sizi karbonhidratlardan daha fazla tok tutuyor.

Ceviz, badem: İçerdiği iyi yağlar, lif ve protein vücudun insülin direncini artırır, kilo vermeye yardımcı olur. Ceviz, en iyi omega-3 yağ asit kaynağından biridir. Badem ise kemik şekillenmesinde ekstra fayda sağlar.


Somon: Newcastle Üniversitesi’nde düzenlenen araştırmada, somon balığında bulunan omega-3 yağ asitlerinin yağ kütlesini azalttığı belirtildi. Diğer araştırmalar da, omega-3 yağ asitlerinin sizi tok tuttuğunu ve yağlı balık yedikten sonra 2 saat sonra daha tok hissettiğinizi gösteriyor. Haftada en az iki kez somon, uskumru, konserve ton balığı veya ‘eğer bulabilirseniz’ kuzey denizlerinde yaşayan Ringa balığı gibi diğer yağlı balıklardan tüketin.

Elma, Armut, dolmalık biber: Bu gıdaların içerdiği ve bitkisel gıdalarda bulunan doğal kimyasal olan flavonoidlerin yağ yakma etkisi bulunuyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, çok flavonoid tüketen kadınların vücut kütle indeksleri önemli ölçüde düşüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de flavonoidlerin kalori tüketimini artırdığı, vücuttaki yağ yakışını hızlandırdığı bulundu.

Keten tohumu: İçerdiği lignan sayesinde keten tohumu, menopoz sonrası kadınlarda daha az vücut yağı ve vücut kütle indeksi sağlıyor. Her gün kahvaltılık tahılınıza, yoğurdunuza ya da salata sosunuza bir yemek kaşığı keten tohumu ekleyebilirsiniz.

Sirke: Araştırmacılar, sirkenin vücudun yağları parçalamasına yardımcı enzim üreten genleri harekete geçirdiğini söylüyorlar. Sütle ya da sodayla seyreltebileceğiniz yaklaşık bir yemek kaşığı sirkeyi her gün için.

Göbek bölgesinin yağlanma nedenleri


Göbek bölgesi yağlanması gerek erkeklerin gerekse bayanların ortak sorunlarından birisi olarak grülmektedir.  Göbek bölgesinde oluşan yağlar sadece sebep oldukları çirkin estetik görünümle değil aynı zamanda sağlığa verdiği zararlarla da risk faktörü oluşturuyor. Göbek bölgesinin yağlanması hakkındaki bilgileri Memorial Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Oya Yüksek bizlerle değerli bilgilerini paylaşıyor.

Göbek bölgesinin yağlanma nedenleri

İnsülin dengesizliği neden göbek yapar?

Kandaki şekeri kontrol eden bu hormonun kandaki seviyesi çok önemli. İnsülin metabolizması bozulduğu zaman kan şekeri seviyelerinde ve bununla birlikte diğer kan değerlerinde bozulmalar ve özellikle bel ve karın bölgesinde yağlanmalar oluşur. Bununla birlikte alınan yüksek karbonhidrat da bu rahatsızlığı tetikler.

Yağlanmamak için kalori mi içerik mi önemli?

2007 yılında Diyabet Merkezi’nin yaptığı bir çalışmada her ikisinin de önemli olduğu kanıtlandı. Araştırma kapsamında; aynı kaloriye fakat farklı besin öğelerine sahip üç beslenme programı hazırlanmış, 62 yaş civarında ailesinde diyabet geçmişi olan ve vücutlarında insülin direnci gelişmiş 11 obez katılımcıya uygulanmış. Bu katılıcılar 28 gün boyunca 1600 kalorilik ve dört öğüne bölünmüş öğün başına 400 kal bir program uygulamışlardır. Ve Sonuç olarak; kilo ve yağ değişimleri olmamış fakat yüksek karbonhidrat alındığı zaman vücuttaki yağlarının göbek bölgesine doğru biriktiği gözükmüştür. Diğer bir iddia ise; yüksek karbonhidrat ile birlikte alınan tekli doymamış yağların insülin metabolizmasını düzelttiği için göbek bölgesi yağlanmasını yavaşlattığı ve koruduğudur. Bu çalışmada tekli doymamış besin kaynağı olarak. avokado, ceviz, zeytinyağı, zeytin, çekirdek ve bitter çikolata kullanılmıştır. Bununla birlikte birçok çalışma tekli doymamış yağların insülin metabolizması üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu savunmaktadır.


Göbek bölgenizi nasıl kontrol altında tutarsınız?
1. SIKILAŞTIRMA: Vücut kaslarını korumak için sıkılaştırma kuvvetlendirme hareketlerinin yapılması.
2. EGZERSİZ: Yağ yakımı için aerobik egzersiz
3. DİYET: Kalp sağlığını koruyan doymamış yağların çok, doymuş yağların az olduğu Akdeniz Tipi beslenme programı ve kilo yönetimi için gün başına alınan enerjiden 100 kal-gün kısıtlamak.

1. Yüksek karbonhidrat yerine daha düzenli dağılmış öğünleri tercih edilmeli ve karbonhidrat alımında ise karışık karbonhidrat diye tanımlanan esmer tahıl ürünlerinin tüketilebilir.
2. Salata ve yemeklerde zeytinyağı veya kanola yağı kullanılabilir.
3. Öğün aralarında fındık veya ceviz tüketilebilirler.

Kişiye özel diyetler çok etkili


Diyete başlamadan önce diyet hakkındaki detaylı bilgileri öğrenmemiz sağlıklı bir diyet dönemi yaşamamız için önemli olan hususlardan birisi olmuştur. Diyetlerde parmak izi gibi kişiye özel olmalıdır ve ani kilo kayıplarının ölüme sebep vereceklerini unutmamamızı tavsiye ediyorum.

Kişiye özel diyetler çok etkili

Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fadime Özgök, çok sayıda kişinin obezite sorunu yaşadığını, diyet programlarının parmak izleri gibi kişiye özel olması gerektiğini, hızlı kilo kayıplarının ölümle sonuçlanabildiğini söyledi.

Acıbadem Hastanesi toplantı salonunda ‘Yoğun İş Temposunda Sağlıklı Beslenebilirsiniz’ konulu konferans veren Fadime Özgök, sağlıklı beslenme gruplarının arasında şekerin bulunmadığını, tüketiminin zorunlu olmadığını kaydetti. Dünyada kilo ilgili en büyük sorunun şişmanlık olduğunu belirten Özgök, kadınlarda yağ dokularının daha fazla olması nedeniyle kilo sorunun da fazla yaşandığını vurguladı.

Çevre ve yaşam biçimiyle ilgili birçok faktörün kilo alınmasına neden olduğunu ifade eden Özgök, sağlıklı beslenme eğitiminin okul müfredatlarında yer almasıyla yaygınlaşmasının sağlanabileceğini söyledi.

Sağlıklı beslenip, spor yaparak yavaş kilo verilmesinin sağlıklı olduğunu belirten Özgök, “Hızlı kilo kaybettiren diyetleri sağlıklı bulmuyoruz. Vücut dengesini bozan bu diyetler, kas erimesine de neden olduğu için ölümle bile sonuçlanabilir. Bu nedenle her bireyin diyetisyen kontrolünde zayıflaması gerekiyor. Her hafta yarım ile bir kilogram arası Dünya Sağlık Örgütü tarafından da sağlıklı bulunuyor” dedi.

Aç karınla alışveriş yapılmaması önerisinde bulunan Özgök, markete gidilmeden önce bir liste hazırlanmasının da yanlış beslenmenin önüne geçen faktörler arasında yer aldığını söyledi.


Özgök, masada oturarak yemek yemenin ve lokmaların iyice çiğnendikten sonra yutulmasının da kilo alınmasının önleyeceğini vurgulayarak şu öneriler de bulundu: “Özellikle televizyon izlerken ve bilgisayar başında gıda tüketilmemesini öneriyoruz. Az ve sık beslenilmeli, öğün atlanmamalı, su ve lifli gıdaların tüketimi de sağlık açısından büyük önem taşıyor. İnternet üzerinden satılan zayıflama ilaçlarıyla ilgili yeterince bilimsel araştırmalar yapılmadığı için kullanılmasını uygun bulmuyoruz.

Kalsiyum zayıflatır mı


Son günlerde tartışılan konulardan bir ta nesi kalsiyum içeren besinlerin zayıflama yardımcı olup yoksa olmaması konusudur. Kalsiyumun zayıflamaya etkileri hakkında bilgi veren uzmanlar, bazı hususları bu yazımızda bizlerle paylaştılar.

Kalsiyum zayıflatır mı

Yüksek kalsiyum içerikli düşük kalorili diyetle, düşük kalsiyum içeren düşük kalorili diyet deneklere uygulandığında, yüksek kalsiyum grubunun daha fazla zayıfladığı görülüyor.

Vücudumuz için en önemli elementlerden biri kalsiyumdur. Kalsiyum kemiklerimizin ve dişlerimizin ana maddesidir. Vücuttaki kalsiyumun yüzde 99’u bu şekilde bulunur. Yüzde 1’i ise kanda ve yumuşak dokuda bulunur. Dolaşımdaki kalsiyumun başlıca görevi; kanın pıhtılaşmasını sağlamak, eklemleri ve kemikleri onarmak, kalp ritmini düzenlemek, sinir uyarılarının iletimini sağlamak, kasların kasılabilirliğini ayarlamak ve dokuların canlılığının sürdürülmesine katkıda bulunmaktır.

Vücut, kalsiyum dengesini, parathormon adını verdiğimiz bir hormon ile sağlar. Parathormon boynumuzun hemen önünde, tiroid bezlerimizin arkasında yer alan paratiroid bezlerinden salgılanır. Vücut kalsiyumu az ise, parathormon, kalsiyum seviyesini yükseltmek için harekete geçer. Kalsiyum metabolizmasında böbreklerin ve D vitaminin de önemi vardır.


Bütün insanların, günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamak için ortalama 1000 mg kalsiyum alması gereklidir. Bu ihtiyaç gebelik ve süt verme döneminde 1500- 2000 mg’a kadar çıkar. En zengin kalsiyum kaynağı süt, yoğurt, ayran, peynir, hamsi, sardalye, somon balığı, kuru baklagiller, badem, ceviz, brokoli ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerdir. Yeteri kadar kalsiyum almadığımızda, vücudumuz kan kalsiyum düzeyini ayarlamak için kemiklerimizden kalsiyum çalar. Bu da kemiklerimizin erimesine, dişlerimizin zayıflamasına, çürümesine ve diş eti hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olur.

Kalsiyum eksikliği devam ettiğinde, kaslarımızda kasılma bozuklukları olur ve tekrarlayan kramplar ve kas ağrıları oluşur. Bununla birlikte tırnaklarımızda kırılmalar ve uyku bozuklukları da yaşam kalitemizi bozar. Yapılan bazı araştırmalarda, kalsiyumu uzun süre çok fazla almanın da böbrek taşı riskini artırabildiği görülmüştür. Bu nedenle, böbrek taşı riski olanların günde 1200 mg kalsiyumdan fazlasını almamaya özen göstermeleri doğru olacaktır.

Zayıflamaya yardımcı

Son zamanlarda kalsiyum ile ilgili yapılan araştırmalarda, kalsiyumun zayıflamaya yardımcı olduğu ile ilgili de kanıtlar var. Yapılan bir araştırmada, yüksek kalsiyum içerikli düşük kalorili diyetle, düşük kalsiyum içeren düşük kalorili diyet deneklere uygulandığında, yüksek kalsiyum grubunun daha fazla zayıfladığı gösterilmiş. Özellikle ağırlık kaybının daha çok yağ kitlesinden olması da önemli.

Kalsiyumun bu şekilde zayıflamayı kolaylaştırıcı etkisinin vücudumuz tarafından sentezlenen kalsitiriol denen hormon düzeyini dengelemesi ve vücudumuzdaki yağların depolanmasının azaltması şeklinde açıklanmaktadır. Özellikle az yağlı süt ürünleri kullanımı ile bu etki artmaktadır. Çünkü sütün yağı azaltılırken kalsiyum oranı değişmemektedir. Dolayısı ile daha az kalori almak mümkün olmaktadır.

Orta dereceli kalori kısıtlaması yapılan, az yağlı bir diyetin uygulandığı kişiye özel beslenme programında, günde 3 bardak süt tüketimi yeterli olmaktadır. Sütün içindeki kalsiyumun zayıflamayı artırıcı etkisi diğer süt ürünlerinden bir miktar fazladır. Ancak süt yerine yoğurt, ayran, peynir tüketildiğinde de yağ yakımı hızlanmakta, kişilerde daha fazla doygunluk hissi oluşmaktadır.

Hangi gıdalar tokluk hissi verir


Az yemek için sizi tok tutacak besinler tüketmelisiniz. Peki tok tutan besinler nelerdir? Prof Dr. Nevrez Koylan bizlerle açıklamalarını bu yazımızda paylaşacaktır.
Hangi gıdalar tokluk hissi verir
Yumurta:
Sabah klasik kahvaltıdan vazgeçin. Yumurtanın tamamı proteindir ve önemli ölçüde tokluk hissi verir. İki ince dilim esmer ekmek, az miktarda yağsız peynir ve bir adet haşlanmış yumurta ile edeceğiniz kahvaltı, gün boyunca kendinizi daha tok hissetmenizi ve vücudunuzun ihtiyaç duyduğu proteini almanızı sağlayacaktır.
Kolesterol sadece yumurta sarısında bulunur, bunun yarıdan azı bağırsaktan emilir. Ama unutmayın, haşlanmış yumurtadan söz ediyoruz, tereyağına ya da sucuğun üzerine kırılan yumurtadan değil!
Baklagiller:
Muhtemelen kolesistokinin diye bir maddeden söz edildiğini hiç duymamışsınızdır. Ama bu madde sindirim sisteminden salgılanır ve vücudun tabii iştah azaltıcısıdır. Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar baklagil tüketiminin bağırsaktan kolesistokinin salgılanmasını arttırdığını ve dolayısıyla iştahı azalttığını buldular.
Fasulye:
Barbunya, bakla, nohut, mercimek ve benzerlerini yemek kan şekerinizi az yükseltecek, size bitkisel protein ve lifleri sağlayacak, uzun süre tok hissetmenize yol açacaktır. Ama unutmayın, bu gıdaları mümkün olduğu kadar az yağla pişirmek, pilavla karıştırmamak ve suyuna ekmek batırmamak kaydıyla! Bu bakımdan az miktarda zeytinyağı ve sirkeyle hazırlanan fasulye piyazı en iyi seçeneklerden biridir.
Salata:
Yemekten önce bol yeşil salata yemek, kendinizi doymuş hissetmenizi sağlamanın en kolay yoludur, özellikle de tatil otellerindeki açık büfelerde! Çünkü salatanın hacmi midenizi dolduracağı için salatadan sonra fazla yemek içinizden gelmez.
Ama bu dediklerimiz yeşil salata için geçerli, üzerine de az miktarda zeytinyağı ve sirke gezdirmek kaydıyla.
Yeşil Çay:
En iyi zayıflama yardımcılarından biridir. Burada faydayı sağlayan kafein değil, yeşil çaydaki ‘kateşinler’ adı verilen ve metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını arttıran antioksidanlardır. Yeşil çay aynı zamanda LDL (kötü) kolesterolü de düşürmeye yardımcı olur. Günde içilecek 1-2 fincan yeşil çay zayıflamanıza yardımcı olacaktır, ama içine şeker atmamak kaydıyla!
Unutmayın, hazırlarken önce suyu kaynatacak, sonra yeşil çayı içine atacak ve 3-4 dakika sonra süzüp içeceksiniz. Yeşil çayda ayrıca yüksek oranda kafein olduğunu ve hassas kişilerde çarpıntı yapabileceğini, ayrıca gece içildiğinde uykuyu kaçırabileceğini unutmayın.
Armut, Ayva ve Elma:
Armutta, ayvada ve elmada şekerinizi ve kolesterolünüzü düşürmeye yardımcı olan ve pektin adı verilen, eriyebilen lifler bulunur. Armuttaki ve ayvadaki lif miktarı elmadakinin iki katıdır ve öğün arasında yiyeceğiniz bir orta boy armut veya elma kendinizi tok hissetmenizi sağlayarak hem yemek arasındaki atıştırmaları hem de öğünde yediğiniz yemek miktarını azaltır.
Ancak, özellikle yumuşamış tatlı armutlardan ziyade sert armutlar tercih edilmelidir. Öğün arasında atıştırmak için elma kurusu da pratik bir seçenek olabilir. Ancak tabii ki armut ya da ayva tatlılarından ve elmalı kurabiye ve keklerden özellikle uzak durmalısınız!
Çorba:
Çorba göz doyurmak için iyi bir seçenektir. Önden midenizi dolduracağı için yediğiniz yemek miktarını azaltır. Ancak, seçilen çorbanın olabildiğince basit olmasında fayda vardır. Yağsız tavuk suyunun içine rendelenmiş kereviz, kabak, pırasa ve benzeri sebzelerle yapılan çorbalar en iyisidir
Terbiyeli çorbalardan, yağ ve unun birlikte kavrulmasıyla yapılan çorbalardan, bol pirinç veya şehriyeli çorbalardan ve kremalı çorbalardan uzak durmalıdır. Ayrıca çorbanın içine ekmek doğramayın veya üzerine biberliyağ dökmeyin…
Yağsız Et:
Yediğiniz yemeğin içinde et olması tokluk hissini artırır. Ayrıca ette ve balıkta bol bulunan ‘lösin’ adındaki amino asit kaslarınızın kalori harcamasını kolaylaştırır. Bu nedenle günde 100- 150 gram kadar yağsız etli düşük kalorili diyetler, eti olmayanlara oranla daha fazla kilo vermenizi ve özellikle de vücut yağlarınızın azalmasını, buna karşılık kaslardan ağırlık kaybı olmamasını sağlar.
Etlerin yağsız olması özellikle mühimdir. Yemeklerinizi ya yağsız kıyma ya da yağsız et ile pişirin. Et veya kıymayı da yağda kavurmayın!
Zeytinyağı:
Sızma zeytinyağının içindeki omega 6 yağ asitleri kalori yakmanızı kolaylaştırır. Günde bir çorba kaşığı (15 ml.) kadar zeytinyağı almakta fayda vardır. Zeytinyağının çiğ olması daha fazla tercih edilir. En ideal şekli salataların üzerine gezdirmektir.
Yemekleri de yağsız olarak pişirip, piştikten sonra bir kaşık zeytinyağını yemeğin üzerine dökerek karıştırmak da iyi bir yoldur. Ancak, zeytinyağına ekmek banmayın ya da zeytinyağında kızartma yapmayın.
Greyfurt:
Yapılan bir araştırmada yemekten önce yarım greyfurt yendiği veya bir bardak taze sıkılmış greyfurt suyu içildiği zaman başka bir tedbir alınmasa bile üç ayda 1.5 kg kadar kilo verildiği tesbit edilmiştir.
Bunu diyetle birleştirdiğiniz zaman elde ettiğiniz sonuç daha parlak olur. Greyfurt içindeki fitokimyasallar insülin seviyelerini düşürerek hem iştahınızı azaltır, hem de aldığınız kalorilerin yağ dokusuna gitmek yerine enerjiye dönüşmesine yardımcı olur.
Tarçın:
Bir günde alınacak bir çay kaşığının dörtte biri kadar (yaklaşık 1 gram) tarçın, yemek sonrası insülin artışlarını engeller, dolayısıyla çabuk acıkmaya mani olur, ayrıca kandaki şeker, kolesterol ve trigliserid seviyelerini düşürür. Tarçını yemeklerinizin üzerine serpebilirsiniz, özellikle fasulye ve nohut gibi baklagillerle iyi uyuşur.
Bir dilim tam tahıllı ekmek üzerine tarçın ekerek yapacağınız ikindi kahvaltısı akşam yemeğine kurt gibi acıkmanıza mani olur. Tarçını kahvenizin içine de katabilirsiniz ya da kabuk tarçınla bitki çayı yapabilirsiniz. Ancak unutmayın; sütlü tatlılarının üzerine serpilen veya kek ve kurabiyelere katılan tarçından söz etmiyoruz!
Sirke:
Sirke mide boşalmasını yavaşlatarak hem kendinizi daha uzun süre tok hissetmenizi sağlar, hem de yemekten sonra kan şekerinin hızlı yükselmesine mani olur. Dolayısı ile, çorba ya da salatalarınıza ekeceğiniz sirke tokluk hissi verir.
Haşlanmış fasulye, bir kaşık zeytinyağı ve bir kaşık sirke ile hazırlayacağınız bir piyaz veya haşlanmış brokoli ve karnıbahar üzerine dökülecek bir kaşık zeytinyağı ve bir kaşık sirke size sağlıklı bir öğle yemeği sağlayacaktır. Özellikle şekerli ve beyaz unlu gıdaları tüketmekten kaçınamadığınız durumlarda önceden sirkeli bir şeyler yemek kan şekerinin hızlı yükselmesine mani olur.
Kırmızı biber:
Düzenli olarak acı kırmızı biber tüketmek iştahınızı keser. Japonya’da yapılan bir araştırmada kahvaltıda acı biber yiyen insanların öğle yemeğinde daha az yemek yedikleri görülmüştür.
Acı kırmızı biberin iştah azaltıcı tesirinin içindeki kapsaikin isimli maddeden kaynaklandığı sanılıyor. Dolayısıyla acı kırmızı biber yemek faydalı. Ama bu, acı biberle yapılan kebapların faydalı olduğu anlamına gelmiyor.
Liften Yoğun Kahvaltılık Gevrekler:
Kahvaltıda yağsız sütle yenen liften yoğun gevrekler, mesela kepekli gevrekler, müsli veya yulaf ezmesi size uzun süren bir tokluk hissi vererek bir sonraki öğünde daha az yemenizi sağlayacaktır.
Üstelik içerdikleri yoğun lif sayesinde hem kabızlığı önler, hem de kan şekerinin aşırı yükselmemesini sağlarlar. Yalnız unutmayın, bu faydalar sadece yoğun lifli diyet gevrekler için geçerli, normal mısır ve buğday gevrekleri için değil…

Aç kalarak zayıflamak çok zararlı


Biir çok insan aç kalarak zayıflandığını düşündürür. Ancak uzmanların yaptığı araştırmalar aç kalarak zayıflanmadığını hatta tam aksine sağlık için bazı problemler ortaya çıkardığını bildirmiş oldular.

Aç kalarak zayıflamanın zararları

Aç kalarak zayıflanır: YANLIŞ
Uzun süreli açlık sonrasında metabolizma enerji harcamasını azaltır ve yağ depolarını artırmaya başlar. Yenilen çok az de yağ olarak depolanır.

Ekmek kilo aldırır: YANLIŞ
Ekmek temel enerji kaynağımız olan kompleks karbonhidratların en önemli kaynağıdır. Ekmek yemeyen kişilerin yine tahıl grubunda olan tahıl ürünlerini, makarna, pilav gibi yemekleri daha çok tükettikleri gözlenmektedir.

Diyet zayıflatır: YANLIŞ
1 paket diyet bisküvinin enerjisi 2-3 dilim ekmeğin kalorisine eşittir. Üstelik ekmekte yağ yoktur; birçok diyet üründe yağ vardır, sadece oranı azaltılmıştır. Bazı diyet ürünlerin kalorisi fazla ve tuzu kısıtlanmış olabilir. Bazı diyet ürünlerinde de şeker yerine tatlandırıcı kullanılmıştır, ancak yağ ve un oranı artmıştır. Diyet ürünler diyete sadece yardımcıdır. Etiketleri dikkatlice incelenerek tüketilmelidir.


Karbonhidrat içeren yiyeceklerle protein içerenler birlikte yenilmez: YANLIŞ
Besinlerin içeriğindeki besin öğelerini ayıramazsınız. Örneğin; sütün içinde hem karbonhidrat, hem yağ hem de protein bulunur. Bu nedenle bu inanış sadece bir kandırmacadır.

Sadece sebze ve meyve yiyerek zayıflanır: YANLIŞ
Tek besine dayalı diyetler vücudun ihtiyacı olan makro ve mikro besin öğelerini karşılamaya yetmez. Sadece sebze ve meyve tüketilirse vücudun ihtiyacı olan protein ve yağ karşılanamadığı için metabolizma yavaşlar. Başlangıçta kilo kaybı gözlense de vücuttaki yağ oranı artmaya başlar.

Akşam 18.00�en sonra bir şey yenilmemelidir. YANLIŞ
Saat 20.00�e evine gelebilen bir iş adamı düşünün. Bu kurala uyacak olsaydı, öğle yemeğinden sonra yediği küçük bir ara öğünle tüm akşamını geçirecekti. Bir süre sonra mutfak hırsızlığına neden olan bu inanış doğru gibi görünse de bireye özgü olarak planlanmalıdır. Akşam saat 21.00�e uyuyan bir için bu saat belki doğru olabilir. Ama gece 24.00 de uyuyan bir kişi için akşam 19.30- 20.00 de akşam yemeği, saat 22.00 gibi de hafif bir ara öğün tüketimi, gece atıştırmalarının önüne geçecektir.

En sık yapılan diyet hataları
*Gereğinden fazla, ya da ihtiyaçtan az yiyecek tüketmek
*Çok hızlı yemek, lokmaları çiğnemeden yutmak
*Yemek sırasında başka işlerle uğraşmak (TV izleme, gazete okuma vb)
*Öğün atlamak, uzun saatler aç kalmak
*Sıkıntı, stres, hırslanma, üzüntü veya sevinç durumlarında buzdolabına yönelmek
*Yüksek protein almak ve ekmeği tamamen diyetten çıkarmak
*Sihirli gibi sunulan, mucizeler vadeden ilaç, bant ve yöntemlere başvurmak

Yüksek proteinli diyetlerin oluşturabileceği sağlık sorunları
*Vücudun sıvı-elektrolit dengesi bozulur.
*Osteoporoz riski artar.
*Ürik asit yükselir, gut gelişir.
*Kanda lipit, kolesterol düzeyi artar.
*Kalpte ritim bozuklukları gelişir.
*Böbreklere yük getirir.
*Düşük karbonhidratlı diyetlerin oluşturabileceği sağlık sorunları
*Baş ağrısı
*Konsantrasyon bozuklukları
*Sinirlilik, yorgunluk, bulantı, kusma
*Safra ve böbrek taşları
*Kalp ritminde bozukluk
*Tansiyon düşüklüğü
*Adet düzensizliği
*Kuru , dökülmesi
*Üşüme
*Mineral-elektrolit dengesizliği
*İdrarda protein
*Bazal metabolizma hızında yavaşlama

Diyet yaparken nelere dikkat edilmeli?
Sağlığınız, estetik kaygılarınızdan önde gelmeli
Dengeli , sadece diyet yaparken değil yaşam boyu sürdürebileceğiniz alışkanlığa dönüşmeli
Kendinize karşı yaklaşımınızı değiştirmeli
Gerçekçi hedefler belirlenmeli
Uzun vadeli düşünmeli
Aceleci olunmamalı
Yaşam biçiminde değişiklik yapılmalı

Diyete başlamadan önce yapmanız gerekenler


Fazla kilolardan kurtulmak için spordan sonra en etkili yöntem diyettir. Diyete başlamayı planlıyor ancak
henüz nasıl başlayacağınıza karar veremediyseniz sizlere bazı altın değerinde önerilerimiz bu konumuzda olacaktır.
Diyet yapmak istiyorum ancak bir türlü porsiyonlarımı küçültemiyorum. Ne yapmalıyım?

Asıl sorun kilolu olduğunuzu fark edip artık bir şeyler yapmaya karar verdikten sonra başlıyor. Diyelim ideal kilonuzu buldunuz ve bu kiloya inmek veya hep aynı durumda kalmak istiyorsunuz ama çok azımız bunu gerçekten becerebiliyor. Ancak bir başka nokta daha var, fazla yememize sebep olan dış faktörler… Bunlar da en az iştahımız kadar rol oynuyor. Gıdaların sunuluş şekli, porsiyonlar, paket boyları, tabak boyları hep istediğimizden fazla yememize sebep oluyor. Eğer sadece acıktığımız zaman yesek ve doyduğumuzda durabilsek obezite sorunu kalmazdı. Uzmanlar bu tür fazla yemeyi tetikleyen faktörlerin farkında olmanızı öneriyor. Diyet yapmamızı sabote eden bu dış faktörleri bilirsek onlara karşı koymamız mümkün olacaktır.

Kokular sizi çeker
Bunları hayatınızdan çıkartarak ya da bunlara karşı önlem alarak çok daha formda olabilirsiniz.
1. Görüntü, ses ve kokular: Kızartılan sucuk kokusu, ızgaranın veya patlamış mısır makinesinin sesi veya sınırsız gıda reklamları aşırı yemeğe neden olabilir. Kokular sizi çeker.
2. Farkında olmadan yemek: Televizyon, sinema, bilgisayar veya kitap okumak gibi herhangi bir şeyle meşgulken ağza devamlı bir şeyler götürülür. Yemek dışında başka şeylerle uğraşmak, o anda yediğinize dikkat etmeyeceğinizden fazla yemenize yol açar. Sadece yemeğe konsantre olursanız, daha iyi tat ve keyif alır ve daha çabuk doyarsınız. Yemek duyularınıza dokunmalıdır, sadece ağızı ve mideyi doldurmak yetmez.
3. Her yerde yenilecek bir şeyler bulunması: Metroda, benzin istasyonlarında, her yerde yenilecek bir şey bulmak mümkün. Yemek gözümüzün önünde ise daha çok yiyoruz. Otomatlardan, çekmecedeki şeker ve çikolatalardan uzak durun


Fast-Food’u unutun
4. Fast-food restoranlar: Ucuz, hızlı ve kolay erişilebilir bu tür yerler daha çok yemeği teşvik ediyorlar. Fast-food yemenin bir zararı da şu; bir süre sonra bütün tatlar karışıyor ve yavanlaşıyor. Arada aradığınız tadı bulmak için de daha fazla yemeniz gerekiyor. Bu tür yerlere haftada bir kereden fazla gitmeyin ve gittiğinizde tavuk ve salata çeşitlerini tercih etmeyi deneyin.
5. Porsiyon boyutları: Restoran veya marketlerde, porsiyon miktarları giderek arttırılıyor ve bu normal porsiyonmuş gibi algılanıp, tüketiliyor. İhtiyacınızı siz belirleyin. Önünüze konulan miktara göre yemek yemeyin.
6. Dev paket boyları ve ambalajlar: Büyük boy ürünler indirimli veya fiyat avantajlı gibi sunuluyor. Biz de onları satın alıyor ve daha çok yemiş oluyoruz. İlginç bir araştırma sonucuna göre; eğer büyük bir paketten yerseniz, küçük boylara göre yarı yarıya daha çok yiyorsunuz! Öncelikle istirahat ederken, televizyon karşısında veya otururken bir şeyler yeme alışkanlığını terk edin. Böyle zamanlarda çayı tercih edin. Paketten yemek yerine, bir kaba koyarak, ölçerek yiyin.
7. Tabak boyları: Eğer büyük boy tabak kullanırsanız daha çok yersiniz. Halbuki küçük boy mutfak eşyası kullanmak hem daha çok göz doyuruyor, hem de daha yavaş yemeğe yol açıyor.
8. Yemek çeşitliliği ve açık büfeler: Eğer fazla seçeneğiniz varsa, elinizde olmadan bu seçeneklerin hepsini tatma eğilimine girersiniz. Çeşitlilik elbette ki iyidir ancak seçimleriniz sağlıklı gıdalardan oluşmalıdır. Sebze, meyve, az yağlı süt ürünleri, tahıllar ve kepekli ürünler her zaman bu sağlıklı seçenekler arasında yer alacak olan başlıca gıdalardır.

Zayıf görünmenin ayrıntıları


Katılacağınız herhangi bir davette bir an önce kilolarınızı hizlemek ve zayıf bir görünüme sahip olmak istiyorsanız uygulayacağınız basit taktiklerle zayıf görünmeniz mümkün olacaktır.

Saçlarınızın kesiminde kat uygulatın. Saçlarınıza uygulatacağınız katlar yanaklarınızı kapatacağından yüzünüzün daha ince görünmesini sağlar.

Saçlarınızda uyguladığınız kâkülleri iki yandan ayırarak fönlemeniz yüzünüzün ince ve uzun görünmesini sağlar.

Kabarık saçların sardığı yüzler daha ince göründüğünden saçlarınızı kabartmanız işe yarayacaktır.

Koyu renk hem kıyafetlerde hem de ciltte ince görünmeyi sağlar. Cildiniz için bronzlaştırıcı kullanmanız cildinizi ince gösterecektir.

Yüzünüzün daha ince görünmesi için makyaj uygulamasında yüz kemiklerinizi ön plana çıkarmalısınız. Makyaj yaparken elmacık kemiklerinizin altlarını koyu fondötenle belirginleştirin. Yüzünüzdeki diğer kemikleri ise açık renk allıkla renklendirin.

Yüzünüzdeki şişkinlikleri yok etmek için makyaj yapmadan yarım saat önce buz kompresi uygulayın.

Ayakta duruşunuzda mutlaka dik durmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.

Fazla kilolarınızı göstermemek için omuzlarınızı geride tutun ve karnınızı içinize çekin. Kilo görünümünde belirgin fark oluşturacaktır.

Kullanacağınız bitki çayları vücudunuzdaki fazla toksinleri atacağından kilo vermenize yardımcı olur. Kullandığınız bitki çaylarını mutlaka porselen demlikte demleyin ve günde en az 4 bardak tüketin.

Kola, kahve, çay gibi kafein içeren içecekleri tüketmemeye özen gösterin.

Aç kalarak zayıflamayın


Bir çok insan aç kalarak zayıflandığını düşünürler. Ancak uzmanların yaptığı araştırmalar aç kalarak zayıflanmadığını hatta tam aksine sağlık için bazı problemler ortaya çıkardığını bizlere aktardılar.

Aç kalarak zayıflamayın

Aç kalarak zayıflanır: YANLIŞ
Uzun süreli açlık sonrasında metabolizma enerji harcamasını azaltır ve yağ depolarını artırmaya başlar. Yenilen çok az de yağ olarak depolanır.

Ekmek kilo aldırır: YANLIŞ
Ekmek temel enerji kaynağımız olan kompleks karbonhidratların en önemli kaynağıdır. Ekmek yemeyen kişilerin yine tahıl grubunda olan tahıl ürünlerini, makarna, pilav gibi yemekleri daha çok tükettikleri gözlenmektedir.

Diyet zayıflatır: YANLIŞ
1 paket diyet bisküvinin enerjisi 2-3 dilim ekmeğin kalorisine eşittir. Üstelik ekmekte yağ yoktur; birçok diyet üründe yağ vardır, sadece oranı azaltılmıştır. Bazı diyet ürünlerin kalorisi fazla ve tuzu kısıtlanmış olabilir. Bazı diyet ürünlerinde de şeker yerine tatlandırıcı kullanılmıştır, ancak yağ ve un oranı artmıştır. Diyet ürünler diyete sadece yardımcıdır. Etiketleri dikkatlice incelenerek tüketilmelidir.

Karbonhidrat içeren yiyeceklerle protein içerenler birlikte yenilmez: YANLIŞ
Besinlerin içeriğindeki besin öğelerini ayıramazsınız. Örneğin; sütün içinde hem karbonhidrat, hem yağ hem de protein bulunur. Bu nedenle bu inanış sadece bir kandırmacadır.

Sadece sebze ve meyve yiyerek zayıflanır: YANLIŞ
Tek besine dayalı diyetler vücudun ihtiyacı olan makro ve mikro besin öğelerini karşılamaya yetmez. Sadece sebze ve meyve tüketilirse vücudun ihtiyacı olan protein ve yağ karşılanamadığı için metabolizma yavaşlar. Başlangıçta kilo kaybı gözlense de vücuttaki yağ oranı artmaya başlar.


Akşam 18.00�en sonra bir şey yenilmemelidir. YANLIŞ
Saat 20.00�e evine gelebilen bir iş adamı düşünün. Bu kurala uyacak olsaydı, öğle yemeğinden sonra yediği küçük bir ara öğünle tüm akşamını geçirecekti. Bir süre sonra mutfak hırsızlığına neden olan bu inanış doğru gibi görünse de bireye özgü olarak planlanmalıdır. Akşam saat 21.00�e uyuyan bir için bu saat belki doğru olabilir. Ama gece 24.00 de uyuyan bir kişi için akşam 19.30- 20.00 de akşam yemeği, saat 22.00 gibi de hafif bir ara öğün tüketimi, gece atıştırmalarının önüne geçecektir.

En sık yapılan diyet hataları
*Gereğinden fazla, ya da ihtiyaçtan az yiyecek tüketmek
*Çok hızlı yemek, lokmaları çiğnemeden yutmak
*Yemek sırasında başka işlerle uğraşmak (TV izleme, gazete okuma vb)
*Öğün atlamak, uzun saatler aç kalmak
*Sıkıntı, stres, hırslanma, üzüntü veya sevinç durumlarında buzdolabına yönelmek
*Yüksek protein almak ve ekmeği tamamen diyetten çıkarmak
*Sihirli gibi sunulan, mucizeler vadeden ilaç, bant ve yöntemlere başvurmak

Yüksek proteinli diyetlerin oluşturabileceği sağlık sorunları
*Vücudun sıvı-elektrolit dengesi bozulur.
*Osteoporoz riski artar.
*Ürik asit yükselir, gut gelişir.
*Kanda lipit, kolesterol düzeyi artar.
*Kalpte ritim bozuklukları gelişir.
*Böbreklere yük getirir.
*Düşük karbonhidratlı diyetlerin oluşturabileceği sağlık sorunları
*Baş ağrısı
*Konsantrasyon bozuklukları
*Sinirlilik, yorgunluk, bulantı, kusma
*Safra ve böbrek taşları
*Kalp ritminde bozukluk
*Tansiyon düşüklüğü
*Adet düzensizliği
*Kuru , dökülmesi
*Üşüme
*Mineral-elektrolit dengesizliği
*İdrarda protein
*Bazal metabolizma hızında yavaşlama

Diyet yaparken nelere dikkat edilmeli?
Sağlığınız, estetik kaygılarınızdan önde gelmeli
Dengeli , sadece diyet yaparken değil yaşam boyu sürdürebileceğiniz alışkanlığa dönüşmeli
Kendinize karşı yaklaşımınızı değiştirmeli
Gerçekçi hedefler belirlenmeli
Uzun vadeli düşünmeli
Aceleci olunmamalı
Yaşam biçiminde değişiklik yapılmalı
Uzman yardımı almaktan kaçınmamalı (doktor, diyetisyen, psikolog ve egzersiz uzmanı)

Neden kilo alıyoruz?


Uzun uğraşlar sonucunda kilo verdiniz ama diyet sonrasında yine kilo mu aldınız? Peki neden yine kilo alıyorsunuz; buyrun bu yazımızda haberdar olacağız.

Kilo neden alıyoruz

Amerikalı bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmada neden kadınların erkeklerden daha çabuk kilo aldığı incelendi. Science isimli dergide yayınlanan raporda, bunun nedeninin kadın beyninin yapısıyla ilgili olduğu kaydedildi.

Verilen istatistiklere göre, aşırı kilolu bayanların oranı erkeklerden %25 daha fazla. Uzmanlar bunun sebebinin irade azlığı olduğunu belirtiyor. Kadınlar daha fazla stres altında kalıyor ve diyetlerini çok kolay bozabiliyor. Ayrıca yorucu egzersizlere dayanma konusunda da daha az dayanıklılar.

Kadın ve erkeklerin incelendiği deneyde gönüllülerden 17 saat aç kalmaları istendi. Bu sürede belli işler ve fiziksel egzersizler yaptılar. 17 saatlik zaman periyodu sonrasında, katılımcılar pek çok yemeğin olduğu bir masaya yönlendirildi. Ancak yemek yemelerine izin verilmedi. Sadece başka bir şey düşünmeleri söylendi.

Bu esnada bilim adamları gönüllülerin beyinlerini manyetik rezonans tomografisiyle görüntüledi. Amaç, yiyeceğe ne tür tepki gösterdiklerini incelemekti. Sonuçlara göre erkekler yeme isteğine belli bir oranda karşı koyabilirken, kadınların istisnasız yiyecekten başka hiçbir şey düşünmediği görüldü. Ayrıca beyinlerinde aktivite yoğunluğu bu süreç içerisinde en üst noktaya ulaştı.


Uzmanlar netice olarak kadınların daha dayanıksız olmasının rejimlerini daha kolay bozmasına neden olduğunu ve doğal olarak daha kolay kilo aldığını belirtti.

Zayıfladıktan sonra kilo almamak için neler yapılır


Diyet yapıpda, nihayetinde istedikleri kiloya kavuşan kişilerin aklında tek bir düşünce vardır. “Ya kilo alırsam, ya verdiğim tüm kilolar iki katı gelirse?” diye… İşte size zayıfladıktan sonrada ideal kilonuzu korumanın yöntemleri burada Arkadaşlar.

Zayıfladıktan sonra kilo almamak için neler yapılır

Zayıflamak ve kilo kaybını sürdürmek yalnızca kalori kesintisi, toplam gıda alımında azalma ya da bir egzersiz programını izlemek değildir. Kilo vermek ve bu kiloyu sürekli muhafaza etmek, hemen oluşan ve sonra unutulan bir şey değil yaşam boyu devam edecek bir süreçtir. Her birimiz geçici değişiklik­ler yapmak ve sonuçları hemen görmek istersek bu gerçekçi olmaz.

Vücut ağırlığını kabul etmek

İlk önce ve en başta ele alması gereken, vücut ağırlığı takıntısını geride bırak-manızdır. vücut ağırlığı bir numaralı sorununuz olmamalıdır, amacınız vücut kom­pozisyonu ve sağlık olmalıdır.

Kilo alımı yaşlandıkça kaçınılmazdır. Metabolizmamız yetişkinlik yıllarına kıyasla her on yılda %3-5 oranında yavaşlar. Yaşamı boyunca herhangi bir kilo sorunu olmayan bir kadın ya da erkek için yetişkinlik yıllarında 5-7 kilo alması garip değildir. İlave ağırlık miktarı kontrol altına alınabilir. Bu fazladan kilolar, önemli herhangi bir sağlık riskine katkıda bulunmamalıdır. Ancak kilo artış düze­yimiz 9 kilo ya da daha fazlasına çıkarsa özellikle bu kilolar, vücudun yaşam organlarını çevreleyen bölgelerde ise dikkat etmemiz gerekir. Aşırı kilo ortaya çık­tığı zaman sağlık riskleri ve hastalık riski artar ve hatta erken ölümler meydana gelebilir.


Banyo tartısı, ağırlık sorununuza tek yol gösterici olmamalıdır. Banyo tartınız­dan kurtulun ya da en azından her gün gözünüzün önünden uzak tutun. Banyo tartısındaki sayılara odaklanmak, davranışınızda hasara neden olur. Tartıdaki sayı bir birey olarak sizi yansıtmaz. Vücut ağırlığı, günlük su ağırlığından dolayı ve aylık kadınlarda adet döngüsünden dolayı iniş çıkışlıdır. Sağlığa odaklanın, ağırlığa değil. Eğer banyo tartısında tartılmanız gerektiğini hissediyorsanız, bunu haftalık ya da aylık olarak günün aynı saatinde, üzerinizde kıyafet olmadan ve aynı tartıda yapın.

Kilo vermek ve sağlıklı bir ağırlığı korumak, yalnızca kalori kısıntısından daha fazlasını gerektirir. Sağlıklı yeme ve olumlu yaşam tarzı alışkanlıklarının bir arada olması yaşam boyu sürecek bir yaklaşım gerektirir.

Kim olduğunuzu kendi kendinize kabul edin. Herkes uzun ya da kısa değildir. Herkes ince ve formda da değil. Bütün yaşamınızda kilonuz bir sorun olacaksa yetişkinliğinizde vücudunuzda toptan bir değişiklik yapmanız zor olabilir. Yalnızca olabildiğiniz en iyi ve en sağlıklı kişi olmayı hedefleyin. Kim olduğunuz, kendi kendiniz için ne yapabildiğiniz ve çevrenizdekilere ne hissettirdiğiniz hakkında olumlu düşünmeyi öğrenin. Yapabileceğinizin en iyisini yapın ve olabildiğinizin de en iyisi olun.

Kolay ve basit bir şekilde zayıflamak


Bu yaz mevsimine fit ve ince mi girmeyi mutlaka sizlerde istersiniz? O halde bu konuda bir nebzede olsa bizim de faydamız olsun istiyoruz ve sizlere zayıflamanızı sağlayacak etkili ve basit yöntemleri bu yazımızda sizlerle paylaşıyoruz Sevgili Hanımlar.

Kolay ve basit bir şekilde zayıflamak

Obezite

Obezite ne demektir?

Aldığımız gıdaların sağladığı enerji miktarı eğer metabolik ve fiziksel faaliyetlerle tükettiğimiz enerji miktarından fazla ise obezite meydana gelir.

Obezitenin sebepleri nelerdir?



Genetik Yapı: Bazı kişiler ailelerindeki kalıtımsal şişmanlık vakaları nedeniyle obeziteyle karşılaşabilir. Böyle durumlardaki obezite kişinin suçu değildir ancak kişi yine de dengeli beslenerek olası bir şişmanlık durumunun önüne geçebilir.
Hormonlar: Hormonal yapılarımızın daha çok kadınlarda olmak üzere yaşantımız üzerinde büyük önemi vardır. Öyle ki, obezitenin sebeplerinden biri de hormonal dengesizliktir. Bu yüzden eğer sağlıklı zayıflamak istiyorsanız hormon testlerinizi yaptırın ve bu test sonuçlarına göre bir beslenme programı uygulayın.
Beslenme: Çoğu kişide aslında şişmanlığın tek temel nedeni dengesiz ve gereğinden fazla besin almaktır. Diğer nedenlerden kaynaklanan şişmanlık vakalarıyla karşılaştırırsak, aslında dengesiz beslenmeden kaynaklanan şişmanlığın çözülmesi en kolay şişmanlık türü olduğunu söyleyebiliriz.
Hareketsizlik: Eğer besinlerle aldığınız enerji miktarı kullandığınız enerjiden fazla ise tembellik kilolarıyla tanışmanız kaçınılmazdır. Fazla kilolarınızı atmak için daha fazla hareket edin!
Stres: Bazı kişiler depresyona girdiklerinde veya kendilerini boşlukta hissettiklerinde bu boşluğu beslenmeyle doldurmak isteyebiliyorlar. Fazla besin alma şişmanlığa sebep olabiliyor. Burada insan psikolojisi de çok önemli bir etken olduğu için bu sorunun oldukça önemli olduğundan bahsedebiliriz. Tersi durumlarda depresyon ve stres zayıflamaya da neden olabiliyor.
İlaç ve operasyon: Bazı antidepresan ilaçların, hormonal dengeyi etkileyen ilaçların, kortizon vb ilaçların kullanımı şişmanlığı tetikleyebiliyor. Bu nedenle bu tarz ilaçların doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Bazı kişiler operasyonlardan sonra da kilo alabilir, bunun nedeni daha çok operasyon şokunun atlatılamamasıyla fazla yeme isteği oluşmasıdır.
Zayıflama Önerileri

1. Bitkisel Zayıflama İlaçları Sinir Sistemi Çalışma Dengesini Bozar: Büyük umutlarla satın aldığımız bitkisel zayıflama ilaçlarının vücuda birçok olumsuz etkisi olduğu ortaya çıktı: Bu ilaçlar vücudumuzda B1 vitamini (thiamin) noksanlığına sebep oluyor, karbonhidrat metabolizmasını etkiliyor ve böylece istemimiz dışı göz kaymaları ve yürümemizde dengesizlikler yaşıyoruz. Bu gibi durumlarla alkolik insanlarda da karşılaşılabilmektedir, zira thiamin eksikliği alkoliklerde de görülebilen bir durumdur. Ataksia adı verilen ciddi başka bir rahatsızlık da bitkisel zayıflama ilaçlarının neden olduğu hastalıklardandır. Bitkisel zayıflama ilaçlarının insanların metabolizmalarında ciddi dengesizlikler yarattığını ifade eden uzmanlar deneklerin kaslarına thiamin enjekte edildiğinde hastaların vücut ve yürüme dengelerini 3 gün içinde yeniden kurabildiklerini, 1 ay içinde ise rahatsızlıktan tamamen kurtulduklarını söylüyorlar.
2. Açlık durumlarında daha dayanıklı olmak için: Eğer acıktığınızı ve bir şeyler yemeniz gerektiğini hissediyorsanız herhangi birşey yemeden önce 10 dakika bekleyin. Bu bekleme süresi içinde açlık duygusunun belki de önüne geçmiş olacaksınız veya açlığınız nedenini anlayamadığınız bir şekilde bir şeyler yemeden de azalmış olacak. Bu durumda 1 bardak su içerseniz mideniz dolduğu için açlık duygunuzu kandırmış ve açlığa olan dayanıklılığınızı artırmış olursunuz. Açlık hissini azaltmak için bir diğer yöntemse bir dilim limon suyunun sıkılıp içilmesidir. Eğer çok yemek yediğiniz büyük öğünler yerine az miktarlarda ama daha sık yemek yerseniz gün içinde daha az açlık hissedersiniz. Ara öğünleri beklemekten zevk duyunuz. Beyindeki bir merkez doyma hissimizi kontrol etmektedir. Eğer daha az açlık hissi duymak istiyorsanız sürekli hareket halinde olmaya çalışın. Eğer diyetiniz yalnızca aldığınız kalorileri azaltan bir diyetse sizi amacınıza ulaştıramayabilir. Eğer aldığınız kalori miktarını azaltıyorsanız bunun yanında fiziksel aktiviteler de yapın ve sürekli hareket edin.
Not: Eğer sürekli hareket halinde olduğunuz için kilo vermişseniz, bu kiloları kalıcı olarak verdiğinizden bahsedebiliriz.

3.Su tüketimi zayıflatır: Çoğu kişinin sinirlendiğinde veya bir şeye üzüldüğünde direkt buzdolabına yöneldiğine şahit olmuşuzdur. Bunun nedeni bu gibi durumlarda endorfin adı verilen hormonun salgılanması, buna bağlı olarak kişinin iştahının açılması ve sonuç olarak fazladan yemek yemesidir. Bilinmelidir ki böyle bir durumda yapılacak en doğru şey su içmektir. Çünkü suyun endorfin hormonu salınımını bloke eden bir yapısı bulunur ve böylece fazladan yemek yemenin önüne geçilmiş olur. Eğer kabızlık sorununuz varsa su bu sorununuza iyi gelir. Eğer gerektiği kadar su içmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğunuz su miktarını bağırsaklardan gereken bölgeye çekecektir, bu da kabızlığa neden olacaktır. Eğer öğünlerinizden önce su içerseniz açlık hissinizi azaltmış olursunuz. Yeterli miktarda su içmek yağların bedende depo edilmesini engeller. Görevi depolanan yağları enerjiye dönüştürüp yakmak olan karaciğer böbreklerin yeterli suyu almaması nedeniyle iyi çalışmaz, bu da daha fazla yağın bedenimizde depolanmasıyla sonuçlanır. Gerektiğinden az su içmek el ve ayaklarda ödem oluşmasına sebep olur, bunun nedeni yeterli suyu alamayan vücudun bunu bir tehlike olarak görüp elindeki suyu saklamasıdır. Tüm bu nedenlerden dolayı her gün gerektiği miktarda su içmeliyiz.
Not: Günlük su ihtiyacı eğer fiziksel egzersizler söz konusu ile artar. Günde 1 saat yapılan spor için gerekli su miktarı 1 litre artar. Normalde insanların günlük su ihtiyacı 8 bardak (2 litre) kadardır. Ancak bu su miktarını eğer fazla kilolu iseniz metabolizmanızı hızlandırmak için her fazladan 12 kiloya karşılık bir bardak su artırmanız gerekir.

4. Zayıflamak istiyorsanız elma yiyin: Elmada doyurucu nitelikte olan pektin maddesi bulunur ve yalnızca 50 kalori içerir. Bu nedenle zayıflamak istiyorsanız faydalanabileceğiniz en iyi meyvelerden biridir. Kalorisinin az olması nedeniyle kilo almazsınız, ayrıca kan şekerinizi ve tansiyonunuzu da dengelemiş olursunuz. Bahsettiğimiz pektin maddesi zararlı kolesterolün (LDL) düşürülmesine, atardamarlarımız için faydalı olan faydalı kolesterolün (HDL) yükselmesine yardımcı olur. Son zamanlarda petkin maddesinin yanında “Phenylalanin”isimli etkin bir maddenin de elmada bulunduğu tespit edildi. Vücuttaki Q enzimi adı verilen ve kalp çalışmasına destekte bulunan enzimi aktive eder.
5.Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek kilo verin: Eğer sağlıklı bir yaşam sürmek veya zayıflamak istiyorsanız önerilerimize kulak verin:
-Hazır besinler sizin için kolaylık olabilir ama fazla kalori içerdikleri için uzak durun.
-Eğer aynı ürün grubu içerisinde bir seçim yapmaya çalışıyorsanız daha az kalorili olan ürünü tercih edin.
- Zayıflamak istiyorsanız öğün atlamayın, sık sık ama az besin tüketin.
-Her gün kahvaltınızı mutlaka yapın. Akşam yatmadan önce fazla yemek yememeye özen gösterin.
-Eğer çok açsanız ve açlığınızı bastırmak istiyorsanız kalorisi düşük olan salatalık, şeftali, elma, havuç gibi sebze/meyveleri tercih edin.
-Zayıflamada vücudun ihtiyaç duyduğu posanın alınması çok önemlidir. Gerekli miktarda posayı almak için her gün sebze ve meyve yemeye özen gösterin.
-Antioksidan içeren besinler almak zayıflamak için önemlidir, bunun için beta keroten, C ve E vitamini içeren besinleri tercih edin.
-Büyük tabaklarınızı salatalarınız, küçük tabaklarınızı yemekleriniz için kullanın.
-Yemeklerinizi hızlı ve çabuk çabuk yemeyin, besinlerinizi küçük lokmalar halinde tüketin ve çok çiğneyin.
-Eğer yemek yiyorsanız dikkatinizi sadece yemeğe vermeniz önemlidir. TV izleme, gazete okuma, kitap okuma gibi aktivitelerini yemekten sonraya saklayın.
-Suyunuzu hem yemekten önce he de yemekle beraber için. Bildiğiniz gibi günde en az 8-10 bardak su tüketilmelidir.
-Yemek yedikten sonra dişlerinizi mutlaka fırçalayın.
-Eğer kendinizi yalnız hissediyorsanız yalnızlığın hissettirdiği boşluğu yemek yemekle doldurmaya çalışmayın.
-Eğer yemeğinizi etli veya kıymalı yapacaksanız yemeğinize yağ koymayın.
-Daha az doymuş yağ tüketin, kolesterol miktarını azaltın. Yaptığınız yemeklerde hem zeytinyağı kullanın hem de diğer sıvı yağ çeşitlerinden.
-Eğer zeytinyağlı sebze yemeği yapıyorsanız bu yemeklere 1 kilogram sebzeye 2-3 yemek kaşığı denk gelecek şekilde yağ koyun, daha fazlasını koymayın.
-Kızartma yemekten sakının.
-Tütsülenen gıdalardan ve kömür ateşinde pişirilen etlerden uzak durun.
-Tatlınızı evde yapmayın. Ama eğer çok istenirse tatlandırıcılarla yapılmış sütlü tatlıları tercih edin. Tatlı tüketmek yerine meyve tüketmeyi deneyin.
-Kendi yaptığınız böreklerde kıyma kullanmak yerine sebzeleri tercih edin. Daha çok fırında pişirilen börekleri tercih edin.
-Eğer uyguladığınız diyete özel yemekler yapıyorsanız bu yemekleri ailenizin yemek sofrasından soyutlanarak tüketmeyin. Eğer evde sağlıklı yemekler yapılıyorsa bu yemekleri herkesle paylaşın.
-Eğer arzu ederseniz haftada bir günü servest gün ilan edip istediğiniz gıdaları tüketebilirsiniz. Ama bir sonraki öğünde daha az kalorili yiyecekler tüketerek dengeyi sağlayın.

kolay zayıflama yöntemleri

Fiziksel aktivite de artmalı

Uzmanlara göre zayıflamak için hem dengeli beslenmek hem de fiziksel aktiviteleri artırmak gerekiyor, peki bunların haricinde neler yapılmalı?
-Sabah erken uyanın, günde en fazla 7-8 saat uyuyun.
-Eğer yolunuz kısaysa bir taşıta binmek yerine yürümeyi tercih edin. Merdivenleri çıkmayı asansör kullanmaya tercih edin.
-Haftada 3-4 gün egzersiz yapmaya çalışın. Daha az hareketli jimnastik yerine hareketli jimnastiği tercih ederek kalp damar sisteminizi güçlendirin veya günde 30 dakikadan 1 saate kadar tempolu yürüyüş yapın.
DİĞER ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİ
1. Diyet ve dengeli beslenme:
Eğer sağlıklı bir şekilde zayıflamak niyetindeyseniz konusunda uzman kişilere başvurmalısınız. Aksi takdirde sıkı açlık rejimleri yaparsanız vücudunuzu sinirlendirmiş olursunuz, diyetten sonra ilk fırsatta verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri alırsınız. Kilo vermek için şu kişilere başvurun:
Beslenme uzmanları: Beslenmeyle ilgili veya metabolik rahatsızlıklarınız varsa beslenme uzmanlarına danışabilirsiniz. Bu kişiler en basit beslenme bozukluluklarından sağlığınızı ciddi etkileyebilecek önemli kilo sorunlarınıza her konuda size destek olacaklardır.
Diyet Uzmanı: Diyet uzmanları hekim değillerdir ancak uzmanlarla yakın ilişki kurarlar. Başvuran kişilere sağlıklı beslenme reçeteleri hazırlarlar.
Hormon Uzmanı: Hormon uzmanları vücudunuzdaki hormonal denge ve salgı sistemiyle ilgilenir. Eğer aşırı şişmansanız bu hormonlarınızdan kaynaklanan bir sorundan da ileri geliyor olabilir.
Zayıflama Merkezi: Zayıflama merkezleri sözünü ettiğimiz uzmanları bünyesinde barındıran, kişiyi ideal kilosuna getirmek için sağlık taramalarından geçiren, bunlar için tüm uzmanlarıyla işbirliği içerisinde hareket eden sağlık kuruluşlarıdır.
2. Spor salonları:
Spor salonları kaslarınızı çalıştırıp form tutmanıza yarayan, uzmanlarla birlikte hazırlanan çalışma programları doğrultusunda profesyonel aletlerle çalışılan salonlardır. Uzmanlar tarafından verilen egzersiz programlarını eğer doğru bir beslenme programı ile birleştirirseniz fazla kilolarınızı üzerinizden atabilirsiniz. Spor salonlarının bazılarında sağlık taramaları gerçekleştirilebiliyor ve neticesinde spor ve beslenmeyi içeren zayıflama programları oluşturulabiliyor.
3. Enstitülerde mekanik zayıflama:
Enstitülerdeki mekanik aletler de zayıflayıp sıkılaşabilirsiniz. Bu mekanik aletler kaslarını harekete geçirir, yağlarınızı yakar, lenfatik drenaj vasıtasıyla toksinleri sürer, ödemi çözer, vücudunuzdan suyu atar. Bazı mekanik aletler ise birden fazla fonksiyona sahip olabilirler. Eğer bu mekanik yöntemleri doğru bir beslenme programı ile uygularsanız başarıya ulaşabilirsiniz.
4. Masajla zayıflama:
Günümüzde bu amaçla kullanılan çok çeşitli masaj yöntemleri bulunuyor. Bunlardan bir tanesi lenfatik drenaj. Bu masaj türü vücudunuzu toksinlerden arındırır ve bu şekilde vücudunuzun toparlanmasını sağlar. Masaj türlerinden bir diğeri ise baskı masajı olarak bilinen Akupressür. Bu masaj türünde masaj stres noktalarına uygulanır, sakinleştirici etki yaparak fazla kilo oluşumuna engel olur. Birtakım sıkılaştırıcı kozmetik ürünler veya aromatik yağlar da masajla birlikte zayıflamayı etkiliyor. Tek başına masaj vücudunuzu biçimlendirmek, kaslarınızı toparlamak, selülitlerinizi ortadan kaldırmak / azaltmak için etkili iken doğru bir beslenme programı ile uygulandığında hem kilo vermeye hem de vücudun biçimlenmesine destek olur.
5. Yosunla zayıflama:
Yosunla zayıflama kalıcı sonuçlar doğurduğu için enstitülerin gözde tedavi yöntemlerinden biri haline gelmiştir.
Yosun bulunduğu ortamda zehiri yok etme özelliği ile bilinir, bu nedenle vücuttan toksinleri atmak için ideal bir madde olduğu için içerisinde yosunun kullanıldığı çok çeşitli ürünler geliştirilmiştir: Yosun maskeleri, yosun sargıları, yosun banyoları, yosun hapları vb. Yosununun mineral bakımından oldukça zengin olduğunu söylemeliyiz. Eğer yosunu maske, sargı veya banyoda bölgesel olarak kullanıyorsanız bir süre sonra yosunun inceltici ve sıkılaştırıcı bir etkisi bulunduğunu göreceksiniz.
6. Kozmetikte zayıflama:
Kozmetiklerin de zayıflama/incelme üzerinden önemli etkisinin olduğunu söylemeliyiz. Bu ürünlerde yağları parçalayan kafein gibi, yağların parçalanmasına hız veren aktif maddeler gibi, birtakım faydalı bitkiler gibi (sarmaşık, yosun gibi ödem çözücü ve vücudun su tutmasını engelleyen bitkiler), hücreleri yenileyen E vitamini ile cildi pürüzsüzleştiren C vitamini gibi vitaminler bulunabiliyor. İncelmek istiyorsanız krem, jel ve yağlardan faydalanın.
7. Diyet ürünlerinin rolü:
Diyet ürünler açlık hissini bastırabildiğiniz, fazla kilo almanıza engel olan ürünlerdir. Eğer zayıflamak sizin için bir problemse diyet yapmasanız bile bu ürünlerden destek alın.

Özet olarak;
Günümüzde birbirinden birçok farklı yöntemle zayıflanılabiliyor. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta dengeli beslenme programlarına özen gösterilmesi ve konusunda uzman kişiye başvurulması. Her zaman sizi fiziksel ve psikolojik açıdan yoran ve olumsuz etkileyen açlık diyetlerinden uzak durun.
Verdiğiniz kiloları geri almak istemiyorsanız:
• Kendi vücut tipinize uygun diyetler uygulayın. Danıştığınız uzman tarafından verilen diyeti bozmamaya gayret edin.
• Diyetten sonraki adım olarak normal beslenmeye geçiş diyeti uygulayın. Eğer eskisi gibi yemeye birden başlarsınız verdiğiniz kilodan fazlasını aldığınızı görebilirsiniz. Bu durumda vücut bir sonraki diyet programınız için yediklerinizi depolar. Bu nedenle diyet yaptıktan sonra normal hayata daha yumuşak bir geçiş yapın.
• Diyet programınıza son verdikten sonra iki ay aynı kiloda kalmanız gerekir. Yine de eğer diyetten sonraki iki aylık süreçte kilo aldığınızı görürseniz bunu gözünüzde büyütmeyin. Sonuçta alınan bu kilo ile vücudunuzun yeni kilosuna uyum sağladığını anlamış oluruz.

 
biber hapı new fx15 rx1 chrome indir cilt ve güzellik sağlık